lara escort escort bodrum

YOL AŞKI

x

Keyifli yürüyüşler…

ANABASİS YOLU (70 km) [KAMPLI – 5 Gün]

Parkur Adı: ANABASİS YOLU “Onbinlerin Dönüşü Doğal ve Kültürel Yürüyüş Parkuru (Gümüşhane’den Trabzon’a)”

Parkur Uzunluğu: 70 km

Yürüyüş Süresi: 5-6 Gün

Maçka Kaymakamlığı Köylere Hizmet Götürme Birliği tarafından Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı Turizme Yönelik Mali Destek Programı kapsamında finanse edilen Alternatif Turizm Projeleri ile “ANABASİS YOLU” envanteri hazırlanarak turistlerin hizmetine açılmıştır. 

Olay, M.Ö 400 yılında Pers kralının ölümü üzerine iktidara sahip olmak isteyen iki prensin savaşı ile başlar. Pers prensi Kyros, ağabeyi kral Artakserkses'e karşı Grek paralı askerlerini de içine alan bir orduyla Lidya'nın Sardes kentinden yola çıkar. Fırat üzerinde Kunaksa'da yapılan savaşta Kyros ve generalleri öldürülünce, yurtlarından 2.400 km. uzakta, sarp ve düşman bir ülkede kalan gönüllüler; Ermenistan üzerinden Karadeniz’e ulaşmak için çok zahmetli ve oldukça ümitsiz bir yolculuk içerisine girerler. Bayburt’a kadar gelen ordu denize ulaşmak istediklerini belirterek Bayburt’tan bir rehber ile birlikte denizi görmek istedikleri noktaya yani Thekes (bugünkü Maçka İskobel Yaylası) tepesine varırlar. Burada denizi gören Onbinlerin yaşam pınarları fışkırır. Sevinç gözyaşları içerisinde hıçkıra hıçkıra ağlayarak Thalassa! Thalassa! (Deniz! Deniz!) diye naralar atarlar. Kurtuluş anıtı mahiyetinde her asker bir taş getirip burada bir taş yığını yaparlar ve bu tepeye “Thekes (Maçka İskobel Yaylası) Tepesi’ adını verirler. Thekes Tepesi’nden Maçka’ya inen ordu buradan Trabzon’a giderek denize ulaşır. 

Başlangıç ve Bitiş: Sümela Manastırı’nın güney doğusunda 2.200 m rakımlı Dilaver Yaylası’ndan başlayan parkur Meryemana ve Galyan Vadileri’ni birbirinden ayıran Saman (Semon) Dağı zirvesinden Sümela Manastırı’nı seyir halinde Yazlık Mahallesi içerisinden Maçka ilçesine, oradan da Örnekalan (Mağura) Köyü’nü takiben Soldoy Boğazı, Mağmat Boğazı istikametinden Çukurçayır, Beztepe ve Trabzon Limanı’na ulaşarak sona eriyor.

Başlangıç Noktasına Ulaşım: Maçka merkezinden başlayarak Sümela Manastırı - Çakırgöl Turizm Merkezi istikametine devam edilir. Kurtdere Köprüsü’nden Dilaver yaylası istikametine dönülür.

Parkurun Diğer Özellikleri: Parkur üzerinde bulunan Dilaver Yaylası, Selboğazı Yaylası, Kofrakol Yaylası, Kusal Yaylası, Düzler Mezrası, Sevinç Boğazı, Mağmat Boğazı Kamp yapmak için uygun alanlardır.

Kaynak: Maçka Kaymakamlığı

Kategori: Trekking bir yıl önce
Sadi YALGIN
bir yıl önce oluşturuldu

Facebook'ta beğenin, Tweetleyin veya bu izi diğer web sitelerinde paylaşın.

Bu izi değerlendirin:

Puan: 5.00

Min. Yükseklik
180 m
Toplam Mesafe
68.72 km
Max. Yükseklik
2466 m
Toplam Süre
4d 20h 44m 00s
Ortalama Hız
0.21 m/s
Yol Noktaları
32
Dosyada bulunmayan değerler 0 olarak gösterilebilir.
# Yükseklik Mesafe Hız
Aya Pavlos Sapağı 0 m 0 km 0 m/s
Bayrak Tepe 0 m 7.11 km 0 m/s
Boztepe 171 m 29.16 km 0 m/s
Cuma Tepesi Kalkış Pisti 0 m 55.47 km 0 m/s
Çay Evi 0 m 63.87 km 0 m/s
Dilaver Tesisleri 0 m 89.58 km 0 m/s
Dilaver Yaylası 2353 m 90.78 km 0 m/s
Hastane 0 m 113.97 km 0 m/s
İpekyolu Park Otel 0 m 114.76 km 0 m/s
İskobel Yaylası [Thekes Tepesi] 0 m 131.87 km 0 m/s
İskobel Yaylası Kalkış Pisti 0 m 133.3 km 0 m/s
Kebi Yaylası İniş Noktası 0 m 136.59 km 0 m/s
Kilise Kalıntısı 0 m 146.34 km 0 m/s
Kofrakol Yaylası 0 m 156.99 km 0 m/s
Kofrakol Yaylası Kalkış Pisti 0 m 157.38 km 0 m/s
Köy Kahvesi Civarı İniş Pisti 0 m 168 km 0 m/s
Kusal Yaylası 0 m 175.87 km 0 m/s
Livera Çay Evi 0 m 183.68 km 0 m/s
Livera Gözetleme Kulesi 0 m 184.61 km 0 m/s
Livera Kamp Yeri 0 m 186.7 km 0 m/s
Livera Kütüphanesi 0 m 187.63 km 0 m/s
Maçkam Otel 0 m 190.98 km 0 m/s
Maden Kalıntısı 0 m 195.68 km 0 m/s
Selboğazı Yaylası 0 m 208.84 km 0 m/s
Soldoy Sevinç Boğazı 0 m 232.58 km 0 m/s
Sümela Otel 0 m 238.36 km 0 m/s
Sümela Seyir Noktası 0 m 251.88 km 0 m/s
Sümela Taksi 0 m 265.03 km 0 m/s
Tarihi Ev 0 m 267.54 km 0 m/s
Tarihi Ev 0 m 267.88 km 0 m/s
Vazelon Pansiyon 0 m 270.84 km 0 m/s
Vazelon Taksi 0 m 270.92 km 0 m/s

Bu iz 3 kez indirildi.

Bu İZ (GPX) kaydını yalnızca kayıtlı ve oturum açmış kullanıcılar indirebilir!
Öneriler yüklenirken lütfen bekleyin...
google
400px
http://{s}.tile.openstreetmap.org/{z}/{x}/{y}.png
© OpenStreetMap contributors
Uzaklık: {0} {2} Yükseklik: {1}
Uzaklık: {0} {2} Hız: {1}
Uzaklık: {0} {2} Kalp Hızı: {1}
Uzaklık: {0} {2} Kadans: {1}
https://www.yolaski.net/media/com_gpstools/markers/02marker.png
https://www.yolaski.net/media/com_gpstools/markers/default.png
#ff0000
#ff0000,#c1392b,#ffbe00,#2d3e50,#27ae61,#74065f,#2998d8
0
3
50
google.maps.MapTypeId.SATELLITE
1
1
1
1
1
1
1
google.maps.ZoomControlStyle.DEFAULT
google.maps.MapTypeControlStyle.DEFAULT
Mesafe
Yükseklik
Hız
Nabız
km
mps
m
km
Mil
m
fit
mil/sa
fit/sn
km/sa
m/s
/index.php?option=com_gpstools&task=rating.rate&id=81&format=json

Akış

Sabitlenmiş Öğeler
Son Etkinlikler
  • KAPADOKYA

    Kapadokya, 60 milyon yıl önce Erciyes, Hasan Dağı ve Göllüdağ’ın püskürttüğü lav ve küllerin oluşturduğu yumuşak tabakaların milyonlarca yıl boyunca yağmur ve rüzgâr tarafından aşındırılmasıyla ortaya çıkan bölgedir.

    Etimoloji
    Kapadoky...
    KAPADOKYA

    Kapadokya, 60 milyon yıl önce Erciyes, Hasan Dağı ve Göllüdağ’ın püskürttüğü lav ve küllerin oluşturduğu yumuşak tabakaların milyonlarca yıl boyunca yağmur ve rüzgâr tarafından aşındırılmasıyla ortaya çıkan bölgedir.

    Etimoloji
    Kapadokya adı en eski M.Ö. 6. yüzyılda Pers kaynaklarında görülür. Katpatuka olarak geçen bu adın kaynağı belirsizdir. Bazı uzmanlar Luvi dilinde "Alçak Ülke" anlamına geldiğini öne sürmüşlerdir. Ama daha sonraki araştırmalar "aşağı, aşağıda" anlamına gelen "katta" zarfının Hititçe olduğunu, Luvi karşılığının ise "zanta" olduğunu göstermektedir.
    Persçe "İyi Atlar Ülkesi" anlamına geldiği söylense de Fotoğraf Sanatçısı Ozan Sağdıç, 12 Eylül döneminde generallerin Kapadokya ismini Yunanca olduğu için yasaklayacaklarını öğrenince bu deyimi uydurduğunu açıklamıştır. Ayrıca Pers dilinde "iyi atlar ülkesi" anlamına gelen kelime "Huv-aspa" diye geçer.

    Tarihçe
    İnsan yerleşimi Paleolitik döneme kadar uzanmaktadır. Hititler'in yaşadığı topraklar daha sonraki dönemlerde Hristiyanlığın en önemli merkezlerinden biri olmuştur. Kayalara oyulan evler ve kiliseler, bölgeyi Roma İmparatorluğu'nun baskısından kaçan Hristiyanlar için devasa bir sığınak haline getirmiştir.

    Coğrafyacı Strabo, Roma İmparatoru Agustus döneminde yazılan ''Geographika'' (Coğrafya-Anadolu XII. XIII, XIV) adlı kitabında Kapadokya'nın sınırlarından da bahseder. Bu tarife göre Kapadokya, güneyde Toros Dağları, batıda Aksaray, doğuda Malatya ve kuzeyde Karadeniz' e kadar uzanmaktaydı. Günümüzde ise, Kapadokya olarak adlandırılan bölge, coğrafi oluşumlarının 250 km²lik bir alanda yoğunlaşmış, başta Nevşehir olmak üzere Kırşehir, Niğde, Aksaray ve Kayseri illerine yayılmış bir bölgedir. En çok ziyaret edilen bölgeler ise; Uçhisar, Göreme, Avanos, Ürgüp, Derinkuyu, Kaymaklı ve Ihlara' dır.

    Kapadokya bölgesi, doğa ve tarihin bütünleştiği bir yerdir. Coğrafi olaylar Peri Bacaları'nı oluştururken, tarihi süreçte, insanlar da bu peribacalarının içlerine evler, kiliseler ve manastırlar oymuş bunları fresklerle süsleyerek binlerce yıllık medeniyetlerin izlerini günümüze taşımıştır. İnsan yerleşimlerinin Paleolitik döneme kadar uzandığı Kapadokya'nın yazılı tarihi Hititlerle başlar. Tarih boyunca ticaret kolonilerini barındıran ve ülkeler arasında ticari ve sosyal bir köprü kuran Kapadokya, İpek Yolu'nun da önemli kavşaklarından biridir.

    MÖ 12. yüzyılda Hitit İmparatorluğu'nun çöküşüyle bölgede karanlık bir dönem başlar. Bu dönemde Asur ve Frigya etkileri taşıyan geç Hitit Kralları bölgeye egemen olur. Bu Krallıklar MÖ 6. yüzyıldaki Pers işgaline kadar sürer.

    MÖ 332 yılında Büyük İskender Persleri yenilgiye uğratır, ama Kapadokya'da büyük bir dirençle karşılaşır. Bu dönemde Kapadokya Krallığı kurulur. MÖ 3. yüzyıl sonlarına doğru Romalıların gücü bölgede hissedilmeye başlar. MÖ 1. yüzyıl ortalarında Kapadokya Kralları, Romalı generallerin gücüyle atanmakta ve tahttan indirilmektedir. MS 17 yılında son Kapadokya kralı ölünce bölge Roma'nın bir eyaleti olur.

    MS 3. yüzyılda Kapadokya'ya Hristiyanlar gelir ve bölge onlar için bir eğitim ve düşünce merkezi olur. 303-308 yılları arasında Hristiyanlara uygulanan baskılar iyice artar. Fakat Kapadokya baskılardan korunmak ve Hristiyan öğretiyi yaymak için ideal bir yerdir. Derin vadiler ve volkanik yumuşak kayalardan oydukları sığınaklar Romalı askerlere karşı güvenli bir alan oluşturur.

    4. yüzyıl, daha sonra "Kapadokya'nın Babaları" olarak adlandırılan insanların, dönemi olur. Fakat bölgenin önemi, III. Leon'un ikonları yasaklamasıyla doruk noktasına ulaşır. Bu durum karşısında, ikon yanlısı bazı kişiler bölgeye sığınmaya başlar. İkonoklazm hareketi yüz yıldan fazla sürer (726-843). Bu dönemde birkaç Kapadokya kilisesi İkonoklazm etkisinde kaldıysa da ikondan yana olanlar burada rahatlıkla ibadetlerini sürdürdüler. Kapadokya manastırları bu devirde oldukça gelişir.

    Yine bu dönemlerde, Anadolu'nun Ermenistan'dan Kapadokya'ya kadar olan Hristiyan bölgelerine Arap akınları başlar. Bu akınlardan kaçarak bölgeye gelen insanlar bölgedeki kiliselerin tarzlarının değişmesine sebep olur. 11. ve 12. yüzyıllarda Kapadokya Selçuklu Hanedanının eline geçer. Bu ve bunu takip eden Osmanlı zamanlarında bölge sorunsuz bir dönem geçirir. Bölgedeki son Hristiyanlar 1924-26 yıllarında yapılan mübadeleyle, arkalarında güzel mimari örnekler bırakarak Kapadokya'yı terk ettiler.

    Jeolojik oluşumu
    60 milyon yıl önce 3. Jeolojik devirde Toroslar yükseldi. Kuzeydeki Anadolu Platosu'nun sıkışmasıyla yanardağlar faaliyete geçti. Erciyes, Hasan Dağı ve ikisinin arasında kalan Göllüdağ, bölgeye lavlar püskürttü. Platoda biriken küller yumuşak bir tüf tabakası oluşturdu. Tüf tabakasının üzeri yer yer sert bazalttan oluşan ince bir lav tabakasıyla örtüldü. Bazalt çatlayıp parçalara ayrıldı. Yağmurlar çatlaklardan sızıp yumuşak tüfü aşındırmaya başladı. Isınan ve soğuyan hava ile rüzgârlar da oluşuma katıldı. Böylece sert bazalt kayasından şapkaları bulunan koniler oluştu. Bu değişik ve ilginç biçimli kayalara halk bir ad yakıştırdı: "Peri Bacası".

    Bazalt örtüsü olmayan tüf tabakları ise erozyonla vadilere dönüştü. İlginç şekilli oluştu. Daha sonraları insan eli, emeği ve duygusu işe koyuldu. Dokuz-on bin yıl öncesine ait yerleşimlerden ilk Hristiyanların kayalara oydukları kiliselere, büyük ve güvenli yer altı kentlerine kadar uzun bir dönemde büyük ana bir uygarlık yaratıldı.

    Turizm
    Avanos, Ürgüp, Göreme, Akvadi, Uçhisar ve Ortahisar Kaleleri, El Nazar Kilisesi, Aynalı Kilise, Güvercinlik Vadisi, Derinkuyu, Kaymaklı, Özkonak Yeraltı Şehirleri, Ihlara Vadisi, Selime Köyü, Çavuşin, Güllüdere Vadisi, Paşabağ-Zelve Anapınar Köyü belli başlı görülmesi gereken yerlerdir. Kayalara oyulmuş geleneksel Kapadokya evleri ve güvercinlikler yörenin özgünlüğünü gösterirler. Bu evler 19. yüzyılda yamaçlara ya kayalardan ya da kesme taştan inşa edilmişlerdir. Bölgenin tek mimarı malzemesi olan taş yörenin volkanik yapısından dolayı ocaktan çıktıktan sonra yumuşak olduğundan çok rahat işlenebilmekte ancak hava ile temas ettikten sonra sertleşerek çok dayanıklı bir yapı malzemesine dönüşmektedir. Kullanılan malzemenin bol olması ve kolay işlenebilmesinden dolayı yöreye has olan taş işçiliği gelişerek mimari bir gelenek halini almıştır. Gerek avlu gerekse ev kapılarının malzemesi ahşaptır. Kemerli olarak yapılmış kapıların üst kısmı stilize sarmaşık veya rozet motifleriyle süslenmiştir. Yöredeki güvercinlikler 19. yüzyılın sonları, 18. yüzyılda yapılmış küçük yapılardır. Güvercinliklerin yüzeyi yöresel sanatçılar tarafından zengin bezemeler, kitabeler ile süslenmişlerdir. Bölge şarapçılık ve üzüm yetiştiriciliği ile de ünlüdür.

    Kaynak: Vikipedi, Özgür Ansiklopedi
    Devamı
    0
    0
    0
    0
    0
    0
    Yorumlar (0)
    İleti onay bekliyor
    Akış ögesi yayınlandı. Bu öge artık akışınızda görüntülenecektir.
Henüz bir etkinlik bulunamadı.